‘Ecem Seçkin cinayetinde cevap bekleyen sorular’
DUVAR – İzmir Alsancak’ta Bornova caddesinde iki yılda iki trans kadın öldürüldü, trans kadınlar bekçi ve polislerin saldırısına uğradı. Son olarak yayalaştırma projesiyle polis kordonunun çevrelediği sokakta trans kadınlara yönelik şiddet, ziyaretçilere veya yiyecek getiren kuryelere de yansıdı.
T24 yazarı Yıldız Tar, “Ecem Seçkin cinayetinde yanıt bekleyen sorular” başlıklı yazısında, karakola bu kadar yakın bir sokakta işlenen cinayetlerin cinayet olarak yaşandığına dikkat çekerek, Bornova sokakta yaşananları anlattı. trans kadınlara yönelik pogrom:
“Bu akın, İzmir Alsancak’ta son bir ay içinde meydana gelen ikinci nefret saldırısı. Sokak müzisyeni Melis Yağmur Hanzade, Aralık ayında İzmir Alsancak’ta transfobik bir nefret saldırısına maruz kaldı. Cumartesi akşamı ‘tebliğci’ olduğunu iddia eden bir kişi Hanzade’ye saldırdı. 3 Aralık’ta “Seni bu sokaklardan men ederim, kurşuna dizdiririm” diye tehdit etti.
Kırmızı bayrak; Temmuz 2022’de trans kadınlar sokak ortasında işkenceyle gündeme geldi. 16 Temmuz gecesi Alsancak’ta köpeklerini gezdirmek için dışarı çıkan iki trans kadının yanına gelen bekçiler, “Burada bekleyemezsiniz” dedi. Kadınlar sebebini sorunca gardiyan cevap vermeyince kadınlara saldırmaya başladı.
Trans kadınların ‘Bunu yapamazsınız, yetkiniz yok’ demesine, kanun bekçilerine kanunu hatırlatmasına tepkisi daha çok şiddet oldu. Sokak ortasında bekçinin eziyetine polisin de eklenmesiyle eziyetin boyutu arttı.
Saldırıya uğrayan ilk iki kadının yanı sıra; İki trans kadın arkadaş daha polis şiddetine maruz kaldı. Kolluk kuvvetleri ve gardiyanlar oybirliğiyle yerde yatan kadınları sürükleyerek üzerlerine cinsel tacizde bulundu. Saldırdıkları kadınları da ters kelepçelerle gözaltına aldılar.
Kadınlar, 100 metre ilerideki Alsancak Polis Karakolu’na uzun süre götürülmeden araçta bekletildi. Ters klempler çıkarılmadı.
Sokakta terör estiren polis, Genç LGBTİ+ Derneği aktivistlerinin tüm çabalarına rağmen işkence ve korkunç muamelesine devam etti.
Polis tarafından gözaltına alınan bazı kadınların daha önce maruz kaldıkları nefret saldırısı nedeniyle tedavi edilmeye devam edildi.
yayalaştırma projesi
Tüm bunlar olurken Alsancak Bornova Caddesi’nde yayalaştırma projesi devam ediyor. Sokak, her gün olduğu yerde kordon altına alınıyor. Bölgede yaşayan transların evlerine yemek götüren kuryeler için bile kimlik kontrolü yapılıyor.
Araç trafiğine kapatılarak yayalaştırma projesinin uygulandığı cadde, planlamasında cadde sakinleri arasında yer alan transların dikkate alınmadığı bir proje ile karşı karşıyadır. Aktivistler bu süreci bir “soylulaştırma” projesi olarak tanımlıyor. Proje, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülüyor.
1996’da İstanbul’da Ülker Sokak’ta, 2006’da Ankara Eryaman ve Esat’ta bu soylulaştırma projelerinin gücüyle pogromlara sürüklenen trans kadınların varlığı, ister istemez benzer süreçlerin İzmir Alsancak’ta da yaşanabileceğini gösteriyor.
Alsancak’ta artık rutin hale gelen bu uygulamaları Kadın Avukatı Sena Yazıbağlı şöyle değerlendiriyor:
Alsancak Bornova Caddesi’nin adı bile o sokağın tarihini ortaya koyuyor. O sokağın adı Azra Has Sokağı. Adını o sokakta öldürülen bir trans kadından alıyor. 80’li yıllardan beri trans kadınların yaşadığı bir sokak, son yıllarda Emniyet Müdürlüğü tarafından işkence yerine dönüştürüldü.
‘Alsancak Azra Has Caddesi ve bölge sokakları uzun süredir kolluk ablukası altında tutuluyor ve keyfi gerekçelerle trans kadınların sokağa çıkmaları bile engelleniyor. Markete gidene, köpeğini gezdirene, Kabahatler Kanunu’ndan, motorlu taşıtlara ve seyyar satıcılara para cezası kesiliyor. Moral Şube, Bornova Caddesi ve çevresinin aile mahallesi olduğunu ve ailelerin trans kadınlardan rahatsız olduğunu iddia ediyor. Yıllardır orada yaşayan kadınları kendi evlerinden sürmeye çalışıyor.
‘Trans kadınlar aktivist ve avukatların dayanışmasıyla maalesef sokakları karıştırırken, İzmir Büyükşehir Belediyesi yayalaştırma projesi kapsamında Bornova Caddesi’ni araç girişine kapattı. Zaten zor koşullarda yaşayan birçok trans kadın için kolluk kuvvetlerinin yeni mazereti bu oldu. Yerel yönetim çalışmaları övülen ana muhalefet partisinin belediyesi, orada yaşayan trans kadınlarla hiç görüşmeden popülist bir tavırla soylulaştırma kampanyası başlattı.’
Cevapsız sorular
Tüm bunların ışığında Ecem Seçkin cinayetinin tek bir kişiyi hedef alan bir cinayetten çok daha fazlası olduğu ortaya çıkıyor. Teşkilat’ın haberi nefret suçunu ‘tartışma’ olarak sunsa da Alsancak, uzun süredir yanıt bekleyen bir soru yığınının ortasında.
* Yüz metre ötede karakol olan ve sürekli polis ve bekçi gözetiminde olan Alsancak Bornova Caddesi ve çevre sokaklarda bu cinayet nasıl işlenebilir?
* İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yayalaştırma projesi orada da mülk sahibi olan trans kadınlara neden sorulmadı?
* Trans kadına yönelik şiddet her gün gündeme gelirken polis ve bekçi neden ve nasıl soruşturma konusu bile olmuyor?
* Saldırılardan sonra ambulans neden olay yerine geç gidiyor? Bir ambulansın şehir merkezindeki bir sokağa gitmesi neden ve nasıl bu kadar uzun sürüyor?
* 20 Kasım Trans Nefretini Anma Günü 2021’den bu yana translara yönelik saldırılar durmadı. LGBTİ+ örgütü Genç LGBTİ+ ve kentteki diğer LGBTİ+ örgütleri avukatlar ve translar dışında kimsenin ilgisini çekmiyor. Neden sorusu bu gerçeğin yanında gizli kalıyor…
Soruları çoğaltmak mümkün. Ama Ecem’in öldürüldüğü sokağın hemen yanında bulunan TYKE Vegan Cafe’de asılı olan portresinin hâlâ yerinde olduğu gerçeğini hiçbir soru değiştirmiyor…” (HABER MERKEZİ)